Dünyada en sık görülen sarılık ve karaciğer hastalığı sebebi olduğu kabul edilir. Akut ve kronik olarak kabaca ikiye ayrılır.
Akut viral hepatitten eski Babil kaynaklarında bahsedilmiştir. Napolyon savaşlarından beri bilinmektedir. Hipokrat bu hastalığı epidemik sarılık (salgın halinde görülen sarılık) olarak tanımlamıştır. Tarih boyunca savaşlar ve doğal afetler sırasında salgınlar yapmıştır. Amerika iç savaşında ve I. Dünya savaşında sarılık salgınları görülmüş, II. Dünya savaşı sonrası ise hastalığın A ve B tipi tanımlanmıştır. 1950’de karaciğer iğne biyopsisi ve karaciğer fonksiyon testlerinin tanı ve takipte kullanılması ile viral hepatitlerin, kronik karaciğer hastalıklarındaki rolü daha iyi anlaşılmıştır. Özellikle 1964-1965 yıllarında, Blumberg ve arkadaşlarının Avustralya antijenini bulmaları, karaciğer hastalıklarının anlaşılmasında bir çığır açmıştır. Akut viral hepatite, başlıca şu virüsler sebep olur: 1-Hepatit A 2-Hepatit B 3-Hepatit C 4-Delta Hepatiti 5-Hepatit E Bunların dışında daha birçok virüs karaciğeri etkileyerek hepatit tablosu oluşturabilir, bunlar, bazı egzotik virüsler, CMV, Herpes Virüs (uçuk virüsü), kızamık, kızamıkçık, kabakulak virüsleridir. Birazdan tedavide de bahsedeceğim gibi, hepatitlerde bağışıklık sistemi çok önemlidir, bu sistem zayıfladığında dudağımızda uçuk yapan virüs bile hepatit tablosu oluşturabilmektedir. Akut hepatitler, adından da anlaşılabileceği gibi ani ve gürültülü bir klinik gidişata sahiptirler. Bu klinik gidiş, 4 döneme ayrılabilir: 1-Kuluçka dönemi: Virüsün vücuda girişi ile belirtilerin başlayışı arasında geçen süredir. Bu dönemin başında hastada hiçbir bulgu yoktur, daha sonra laboratuar kan analizleri bulgu vermeye başlar. Bu dönemde hastalığın farkına varılması çok büyük bir rastlantı dışında imkansızdır. Kuluçka dönemi, Hepatit A’da 15-45 gün, Hepatit B’de 40-180 gün, Hepatit C’de 15-150 gün, Delta Hepatitinde ise 30-40 gün olarak değişmektedir. Kuluçka döneminin süresi, vücuda giren virüsün dozu ve alan kişinin bağışıklık sistemi ile bağlantılıdır. 2-Sarılık öncesi dönem: Bu dönem hastalığın başlangıç belirtileri ile sarılığın ortaya çıkışı arasında geçen süredir. İştahsızlık, halsizlik, keyifsizlik gibi spesifik olmayan bulguları içerir. Baş ağrısı, karın ağrısı, ishal veya kabızlık da görülebilir. Ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Bu süre bazen 3 haftaya kadar uzar ve en sinsi belirtileri B tipi verir. Yetersiz ve kötü tat alma, kötü koku hissetme, sigaraya karşı tiksinti veya sigaradan zevk alamama gibi farklı belirtiler de görülebilir. İdrar rengi koyulaşmaya başlar. Bu dönemde grip veya üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı alan hasta çoktur. 3-Sarılıklı dönem: Sarılık ortaya çıkar, ateş düşer, idrar rengi koyulaşırken dışkı rengi açılır. Sarılık ortalama 1-3 hafta kadar sürer, bazı vakalarda 6 aya kadar devam edebilir. Çocuklarda iyileşme daha hızlı, sarılık daha hafiftir. 4-İyileşme dönemi: Sarılığın kaybolmasından sonraki dönemdir. Sarılığın yanında hastanın şikayetleri de kaybolur, hasta birkaç hafta içinde kendini iyi hissetmeye başlar. Halsizlik, çabuk yorulma iştahsızlık gibi bulgular birkaç ay daha devam edebilir. İyileşme sonrasında ise ‘post-hepatit sendromu’ yani ‘hepatit sonrası sendrom’ denen bir durum ortaya çıkabilir. Hastada anksiyete (sinirlilik), iştahsızlık, halsizlik, bulantı ve karın ağrısı aylarca devam eder. Bu durum daha çok entellektüel, tıbbi konularda bilgi sahibi kişilerde sık görülür, hastada, kronik karaciğer hastalığının gelişmesi korkusundan ortaya çıktığı düşünülür.
HEPATİT BULAŞMA YOLLARI VE KORUNMA Hepatit A ve E virüsü dışkı, ağız yolu ile bulaşır. Mikrop bulaşmış su veya besinlerin alınmasını takiben ortaya çıkar. Hepatit B,C ve D virüsleri kan, kan ürünleri, diş tedavisi, cinsel ilişki, damar içi uyuşturucu kullanımında iğnenin paylaşılması, kirlenmiş aletlerle dövme yapılması, akupunktur ve kulak deldirme işlemleri sırasında, doğumda anneden bebeğe bulaşabilir. Özellikle Hepatit C virüsü doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir. Hepatit B ve C virüsü, öpme, sarılma, yemek yemeyle bulaşmaz. Kan ile temas olasılığı olan diş fırçası, tıraş bıçağı, tırnak makası gibi materyallerin ortak kullanımı ve korumasız cinsel ilişkiyle bulaşabilir. Hepatit C ‘nin bulaşma yollarına özellikle dikkat çelmek istiyorum çünkü günümüzde insan sağlığını en ciddi şekilde tehdit eden mikrobik ajanlardan biridir, şöyle ki; Hepatit A çoğumuzun haberimiz bile olmadan geçirdiği, sıklıkla sessiz sedasız atlatılan bir hepatit türüdür. Hepatit B’nin ise aşısı mevcuttur ve çok etkilidir, aşılanarak korunmak mümkündür. Hepatit D, kapan kişide B hepatiti varsa tehlikelidir, tek başına çoğu zaman bir zarar vermez. Hepatit C’YE İSE TAMAMEN SAVUNMASIZIZ ve korunma önlemleri çok önemli!!!
Hepatit C’nin bulaşma yolları: Kan ve kan ürünleri ile bulaşma en yaygın ve en tehlikeli yol. 1992'den önce kan alanlar özellikle risk altında çünkü bu dönemde kan veya kan ürünleri için Hepatit C testleri henüz geliştirilmemişti dolayısıyla verilen kanlar Hepatit C açısından test edilmiyordu. Ben özellikle şu noktaya dikkat çekmek istiyorum: Kan vermek her zaman en son yöntem olmalı, öncelik diğer tedavi yöntemlerine kaydırılmalı, ancak hastanın hayati tehlikesi söz konusu ise kan transfüzyonu yapılmalı ! Çünkü, nasıl 1992’den önce Hepatit C henüz keşfedilmediyse, şu anda da keşfedilmemiş onlarca belki binlerce mikrop var. Ayrıca hepatit C için de bugün bile kan transfüzyonlarında düşük de olsa bulama riski mevcut çünkü şayet kan veren kişinin kanındaki virüs henüz kuluçka döneminde ise, bu dönemde laboratuar testlerinde virüsü saptamak her zaman mümkün değil.
İğne paylaşımı yanı sıra, jilet, diş fırçası, tırnak makası, cımbız gibi enfekte, kanla temas etmiş olabilecek eşyaların ortak kullanımı ile.
Dövme veya piercing sırasında.
Cinsel ilişki ile.
Dializ makinesi ile.
Bunların yanı sıra, iğne kullanımı veya batması gibi herhangi bir sebeple ilişkisi kurulamayan ve sebebi saptanamayan bulaşmalar da mümkündür. Hepatit A ve B içinse koruyuculuk oranı çok yüksek aşılar mevcuttur. MUTLAKA AŞILANMALI !!! Hepatit A Aşıları
Havrix
Vaqta
Hepatit B Aşıları
Engerix-B
Recombivax HB
Hepatit A and B Kombinasyon Aşısı
TwinRix
TEDAVİ Viral hepatitin klasik tıpta spesifik bir tedavisi olmayıp yapılan tedavinin hastalığın gidişine etkisi pek azdır. Tedavi ve öneriler bakımından hepatit tipleri arasında bir fark yoktur. Viral hepatit tedavisinde 3 önlemden faydalanılır: YATAK İSTİRAHATİ: Akut devrede hastanın yatak istirahatine alınması uygundur ancak kesin yatak istirahati eski önemini kaybetmiştir, hasta kendini iyi hissettikçe hareketleri artırılır. Hafif ve orta derecede bulgu ve şikayetleri olan hastaların hastaneye yatırılmaları şart değildir. Serum bilirübin düzeyi yüksek ve kanama testleri bozuk hastalar ise hastaneye yatırılmalı ve mutlak yatak istirahatine alınmalıdır.Hasta 6 ay fazla yorgunluktan ve stresten kaçmalıdır. Belirli zaman aralıklarında fizik muayene ve karaciğer fonksiyon testleri tekrarlanmalıdır. (3 hafta-3 ay-6 ay ve 1 yıl sonra) DİET ve BESLENME : Çok sıkı bir diet yoktur ama genel olarak, az yağlı, karbonhidrattan ve proteinden zengin beslenme faydalıdır. Eskiden önerildiği gibi hastaların yağsız bir diete tabi tutulmaları uygun değildir ancak mide bulantısı varsa diyetteki yağ miktarı azaltılabilir. Alkol, en az 6 ay yasaklanmalıdır.