Tamamlayıcı tıp, hastanın klasik tıbbi tedavisine eşlik eden ve onunda ters bir etkileşimde bulunmadan kanser tedavisine yardımcı olan ek tedavi şekillerinin tümünü içeren bir genel başlıktır, içerisinde bitkisel ilaçlar yanı sıra yoga da vardır, akupunktur da, nefes terapisi de…
Benim uzmanlık alanım olan fitoterapi, yani bitkisel ilaç biliminde, bilimsel deneylerde etkisi gösterilebilmiş aktif maddeler içeren bitki, besin ve bazen de hayvansal kaynaklı ilaçlar kullanılır. Dünyada artık bitkisel ilaçlar çok yaygın olarak güvenle kullanılmaktadır ve ‘koca karı ilacı’ diye adlandırılan ham bitkilerin kullanıldığı öğretiden, dünya biliminin etkinliğini ve güvenliğini kabul ettiği profesyonel bitkisel ilaçlara bilinçli olarak geçebilmek için yalnızca tıp doktoru olmak yetmez, fitoterapi ihtisasını yapmış olmak gerekir, bu da birkaç aylık kurslarla öğrenilebilecek bir bilim değil, en az 2 yıl süren bir programdır.
Dünya bilimini takip edebilmek ve Tıp’daki en temel kural olan ‘prima non nocere!’ yani ‘önce zarar verme!’ prensibini uygulayabilmek için bu şarttır. Doğru bitkisel takviyelerle destek görebilmek, her kanser hastasının en tabii hakkıdır, biz hekimler bunu engeller isek hem vicdani, hem etik hem de bilimsel bir suç işlemiş oluruz. Dünyada bitkisel ilaç bilimi bu kadar ilerlemiş ve kanser hastaları bu cevherlerden hekim eli ile yararlanıyor iken ülkemizdeki kanser hastalarının çoğu ‘aman hiçbir bitkisel takviye kullanma!’ diye uyarılarak bu ilaçlardan mahrum bırakılmaktadır.
Burada bilimsel olan, doğru bitkisel ilaçları doğru zamanda kullanmaktır, bu bir ilimdir ve ilmine uygun bitkisel ilaç verildiğinde hastanın zarar görme olası çok uzaktır, fayda görmemesi ise mümkün değildir, yeter ki doğru bitkisel ilaç doğru dozda verilsin. Kemoterapi gören kanser hastasının kullanacağı bitkisel ilaç başkadır, görmeyenin başka.
Öyle bitkisel ilaçlar vardır ki, bilimsel deneylerde kemoterapi ile birlikte kullanıldığında kemoterapinin yan etkilerini azaltırken, kanser kitlelerinin büyüme hızını yavaşlattığı gösterilmiştir.
Dünya bilimi bitkisel ilaç konusunda çok ilerlemektedir, artık bitkilerin içindeki aktif etken maddeler hakkında hücre deneyleri, hayvan deneyleri yapılmaktadır, biz dünyayı takip etmek yerine ‘koca karı ilacı’ diyerek bilime sırt çevirme cehaletini gösterirsek bundan bir tek grup zarar görür; HASTALAR… Bu da ne etik kurallara sığar ne de vicdana…
Elbette ki bitkisel ilaçlar gözü kapalı, ticari bir meta gibi satılmamalıdır, internetten veya tv.lerden çeşitli bitkisel drogların şeker gibi satılıyor olması bir bilim insanı ve bitkisel ilaçlara profesyonel olarak 15 yılını vermiş bir hekim olarak önce benim içimi acıtmaktadır.
Bu ilaçlar aynen diğer klasik tıbbi ilaçlar gibi, kişinin muayene, radyolojik, laboratuvar bulgularına göre verilmelidir, doğru ve emniyetli olan, bilime uygun olan budur. Burada en büyük görev biz hekimlere düşmektedir. Bitkisel ilaç ihtisası almamış bir hekimin, kendisine bitkisel ilaç kullanımı talebiyle soru soran hastasına, muhtemelen iyi niyetle ve hastasını koruma güdüsüyle, ‘aman dikkat, uzak dur, sakın bitkisel ilaç alma!’ demek yerine, ‘bu işin ihtisasını yapmış bir tıp doktorundan yardım al’ demesi gerekmektedir. Fitoterapi yani bitkisel ilaç bilimi de ortopedi veya dahiliye gibi bir ihtisas alanıdır.
Uzm. Dr. Elif Güveloğlu