top of page
  • Yazarın fotoğrafıElif Güveloğlu

Tere



...Bugünkü pazar alışverişimden; tere...Neden mi? Ülkemizde her mevsim bolca yetişen bu şifalı yapraklar kansere karşı birçok farklı basamakta koruyor bizi...Bolca karoten içeren yeşil yapraklarda bağışıklık sistemine adeta 'kamçı' etkisi yapan fosforlu bileşikler ve selenyum var... Karotenin her türünün de ağızdan anüse kadar tüm iç yüzey kanserlerine karşı koruyucu olduğunu biliyoruz artık...Ancak asıl şifalı etkiden yapraklarda bulunan bir glikozit türünün parçalanması sonucu ortaya çıkan 'glikonasturtiin' adlı kükürtlü bir yakıcı uçucu yağ sorumlu, hani o doğrudan ağzımıza alıp çiğnediğimizde genzimizi yakan tat ve aroma var ya, işte şifası onda...2002 yılında dünyanın önemli kanser dergilerinden 'Carcinogenesis' adlı bilimsel yayında yer verilen Viyana Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsünde yürütülen çalışmada bahçe teresinin etken maddelerinden olan GT ve onun yıkım ürünü olan BITC'nin kalın bağırsak kanserine karşı koruyucu olduğu gösterildi. Çalışmada deney hayvanlarına kanserojen bir madde verildi ve kalın bağırsaklarında DNA hasarı oluşturularak Patolojide 'kanser öncesi lezyonlar' diye tabir ettiğimiz oluşumlar meydana getirildi. Çalışmanın kontrol bölümünde beslenmelerine düzenli olarak bahçe teresinde bulunan bu iki madde GT ve BITC eklenen deney hayvanlarında bu kanser öncesi oluşumların %75-92 oranında gerilediği ve kansere dönüşmediği saptandı...Bir şekilde gün içinde tükettiğimiz gıdalarla kanserojenlere maruz kalabiliyoruz, korkmadan, panik yapmadan, durumu 'sağlıklı beslenme paronayasına' çevirmeden bu 'ilaç besinler'den yardım alarak, tabiat aklına dayanarak korunmak gerekiyor, hayatın tatlarından vazgeçmeden...Tabiat aklını ve beden aklını bilimle birbirine 'ulamak'... Yapmamız gereken sadece bu...mutlu pazarlar...


98 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page