'Modern' dünyanın birçok kolaylıkla birlikte birçok da yeni tehlike getirdiği aşikar; kimyasal toksinler, topraktaki ve sudaki tarım ilaçları, ağır metaller, çevresel kirlilik, radyasyon...Listeyi çok daha uzatabiliriz, ama madem bu dünyada yaşamak zorundayız, beden aklına ve tabiat aklına dayanıp kendimizi korumak durumundayız. 'Food and Chemical Toxicology-Gıda ve Kimyasal Toksisite' adlı bilimsel dergide bu yıl Ekim ayında yayınlanan bir review yani bilimsel araştırma derlemesinde zencefilin doğal, kimyasal ve radyasyonla ilişkili toksik maruziyete karşı koruyucu etkisini ortaya koyan çalışmalara yer verildi. Doğal toksinler neler derseniz; bakteri ve mantar üremesi sonucu bu mikropların salgıladığı ve bir şekilde gıdalarımıza bulaşan toksinler, en çarpıcı örneği de pulbiberde üreyen mantarların ürettiği aflatoksin. Bu toksinin mide, bağırsak ve karaciğer kanserine yol açtığını biliyoruz, ülkemizdeki bazı pulbiberlerin aflatoksin düzeyi yüksek çıktığı için ihracattan geri döndüğünü de... Radyasyon toksisitesi ise son dönemde sıkça maruz kaldığımız, hatta artık 'kaçamadığımız' bir etki... Toprak, su ve hava kirliliği de dünyanın en önemli sorunları, ne soluduğumuz hava temiz ne de çeşmelerimizden akan su... Peki korunmasız mıyız? Hayır, beden aklında vücudumuza giren toksik maddeleri tamponlayan, nötrleştiren ve DNA'larımıza yani genetik şifremize zarar vermesini önleyen birçok mekanizma var, tabiatta da bu mekanizmaları 'ateşleyen' birçok doğal ilaç, işte zencefil bunların en kuvvetlilerinden...Zencefili taze olarak salatalara, limonatalara rendeleyebileceğiniz gibi çayını da yapabilirsiniz. Çayı için bu saatler en uygun zamanlama, akşam yemeği sonrası ve yatmadan önce, çünkü zencefil damarları genişlettiği için gün içinde halsizlik yapabilir, oysa bu saatlerde kan dolaşımını rahatlatan, bedenin en uç noktalarına kadar kan gitmesini sağlayan bir etki bu, üstelik uykuya geçişi ve uyku kalitesini de artırıyor...Bir-iki kibrit kutusu kadar taze zencefili porselen veya cam demliğe ince ince dilimleyin ve Türk çayı demler gibi demleyin, kısık ateşte en az yarım saat demlensin...Şifa olsun, sağlık ve esenlikler dileğimle...