Bereketli Feke topraklarında yetişen nar... Nar bir 'ilaç besin', meyveden çok daha ötesi... Suyu, çekirdeği, hatta kabuğu bile şifa... Dünyada birçok ülkenin halk hekimliğinde ilaç olarak kullanmış bu meyvede modern tıp ve Eczacılık bilimlerinin yürüttüğü Farmakognozik çalışmalarda yüzden fazla aktif fitokimyasal tespit edildi. Yapılan hücresel çalışmalarda bu maddelerin bazıları kanser hücrelerinin oluşmasını engellerken bazıları romatizmal hastalıklara karşı koruyucu, bazıları ise Alzheimer gibi kronik dejeneratif santral sinir sistemi bozukluklarına... Narın, özellikle de ekşi narın tansiyon düşürücü ve kalp damar koruyucu etkisi de var. Sadece sabah akşam bir su bardağı ekşi nar suyu içerek tansiyon ilacına ihtiyacı kalmayan hastalara şahit oldum. Narın kanserle mücadelede etkisi çok basamaklı; Öncelikle DNA koruyucu etkisi var ki, DNA koruması daha baştan, kanser olmadan önlemek anlamına geliyor, çünkü kanser oluşumu, DNA'nın bozulması ile başlıyor. Bununla da bitmiyor, insan vücudunda DNA tamir mekanizmaları var ve sistem iyi çalışıyorsa her gün bozulan DNA'larımız tamir ediliyor, Narın burada da fonksiyonu var, DNA tamir mekanizmalarını aktive ediyor. Daha bitmedi, diyelim ki bir organ ve dokuda tamir edilemeyen DNA'sı hasarlı hücre kaldı, narın içerdiği yüzden fazla aktif maddenin bir kısmı da hücre çalışmalarında DNA'sı hasarlı hücrelerin hücre intiharına gitmesini tetikliyor. Mevsimi geçmeden faydalanın, narın suyu, çekirdeği, kabuğu bile şifalı. Katı meyve sıkacağında narı kabuğuyla birlikte sıkıp günde bir çay bardağı için, hem kanserden korunursunuz hem de kalp damar hastalıklarından... Kemoterapi döneminde kemoterapi ilaçları ile etkileşim yapabildiği için sadece o dönemde kullanılmaması gerekiyor. Doğada her şey var, yeter ki insanoğlu beden aklı ile tabiat aklını bilimle birbirine ulamayı bilsin...Hipokrates'ın dediği gibi, 'Aldığın besin ilacın ilacın besinin olsun...' Şifa olsun, selam ve sevgimle...