top of page
  • Yazarın fotoğrafıElif Güveloğlu

Kanser Gerçeği



Her dört insandan biri yaşamının bir döneminde kansere yakalanıyor, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bu gidişatla yalnızca 2020 yılında dünyaya 15 milyon yeni kanser vakası eklenecek. Şu anda bile dünyada, her 3 saniyede 1, bir kadın meme kanseri oluyor. Üstelik ünlü bir patoloji deyimini doğrularcasına ‘kanser kitap okumuyor!’, yani pratikte gördüklerimiz klasik kitaplarda yazanlara uymuyor her zaman.

Bunun en çarpıcı örneği meme kanserleri. Bundan 20 yıl önceki Tıp Fakültesi ders notlarımda ‘sıklıkla menopoz sonrası görülür’ diye not aldığım meme kanseri artık menopoz öncesi genç hanımlarda da oldukça sık görülüyor. Benim uzmanlık tezimin konusu da erken yaşta görülen meme ve yumurtalık kanserleri ile ilgili idi ve yalnızca Çukurova Üniversitesi’ndeki dar bir zaman aralığında bile 200 tez vakası toplayabilmiştim ve bunların en genci, meme kanseri nedeniyle iki memesi de alınan 17 yaşındaki bir genç kızdı. Teorik bilgileri yalanlarcasına da ailesinde meme kanseri yoktu ve genetik olduğunun düşündüğümüz kanser vakalarında doku boyaları ile pozitif boyanmasını beklediğimiz BRCA1 ve BRCA2 boyaları da negatif boyanmıştı. Evet, artık kanser kitap okumuyor!

Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü’ne göre bu artışın en önemli sebebi yediklerimiz içtiklerimiz. Gıda dışında da birçok çevresel etken var elbette, başta soluduğumuz hava, kozmetikler vs. vs. Daha da ilginci dünyadaki en emniyetli yer olan anne karnındaki sıvıda bile onlarca kanserojen tespit edildi… Ama, bir kanserojen denizinde yüzmemize rağmen herkes kanser olmuyor çünkü aslında daha doğarken kansere karşı korunaklı geliyoruz dünyaya. Bağışıklık sistemimizdeki, kanser hücreleriyle savaşmaya proglamlanmış özel hücreler her gün düzenli olarak ‘kanser temizliğimizi’ yapıyorlar zaten.

Bu savaşçı hücrelerimizin sayısını ve aktivasyonunu artıran bazı bitkisel ilaçlar, kanserden korunmada etkili oldukları gibi tedavisine de yardımcı oluyorlar. Bitkisel ilaçlar yalnızca bağışıklığı güçlendirip bu kanser savaşçısı hücrelerin etkinliklerini artırmakla kalmıyorlar, bazı bitkisel ilaçlar, kanser oluşumunun ve büyümesinin anahtarı olan hücre üremesini bloke ediyorlar. Hücre üreme döngüsü denen bir döngü var bir hücrenin döngüye girip iki hücre olarak çıktığı, işte bu döngünün çeşitli basamaklarını makaslayıp bloke eden bitkisel ilaçlar da mevcut. Ancak bitkisel desteklerin mutlaka uzman doktor eşliğinde kullanılması şart, yoksa kaş yapayım derken göz de çıkarılabilir. Bu ilaçları yazan hekimin de fitoterapi (bitkisel tedavi bilimi) olmasında fayda vardır, bu ayrı bir ihtisas konusudur çünkü. Fitoterapi yaklaşık 3 yıl süren bir yüksek lisans programıdır.

Bitkisel ilaçların dozları ve cinsleri de kişinin kanserinin türüne, uygulanan klasik tıp tedavilerinin cinsine, hastanın yaşına, kilosuna, birlikteki ek hastalıklarına, laboratuvar bulgularına göre değişmelidir. Bu preperatların temin edildiği yerler de çok önemlidir, birinci tercihimiz muhakkak ki eczaneler olmalıdır.

İnternet ortamında satılan, kanseri tedavi ettiği iddia edilen kişilere, bitkisel ürünlere, ilaçlara dikkat ediniz. Son zamanlarda çeşitli pazarlama teknikleri ile bu tip ürünlerin satışının yapıldığını görmekteyiz ve birçok şikayet almaktayız. Kanser tedavisi gören hastalar eğer bitkisel ilaçlardan faydalanmak istiyorsa pazarlamacılarla yada ürünleriyle değil, doğrudan fitoterapi (bitkisel tedavi bilimi) eğitimi almış tıp doktorlarıyla muhatap olmalıdır.

Uzm. Dr. Elif Güveloğlu


1.671 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page