Akdeniz ikliminde yetişen dikenli bir bitki kapari, bilimsel adı Capparis spinosa L. Kebere,gebre otu ya da şebellah olarak biliniyor ülkemizde Akdeniz bölgesinde çok yetişiyor.Çiçek tomurcukları oldukça aromatik ve bu yüzden baharat olarak kullanılan, turşusu yapılan kısmı tomurcukları.Evliya Çelebi'nin o ünlü Seyahatnamesi'nde de 'gebre' diye geçiyor ve ünlü gezgin 'çok şifalı bitki' diye bahsediyor kapariden.İspanya'nın 'milli bitki' ilan ettiği kapari,en az İspanya kadar yetişebilir bizim ülkemizde de,floramız buna müsait..Bu şifalı bitki hakkında birçok bilimsel çalışma yapıldı ve mikrobik hastalıklara, kansere ve MS hastalığına karşı koruyucu etkileri olduğuna dair birçok bilimsel veri birikti.Kanserden koruyucu gücü özellikle beş aktif madde grubundan ileri geliyor; glucocapparin, quercetin,antosiyaninler, fenolik asitler ve glukosinolatlar.İtalyan ve Alman bilim insanlarının ortak yürüttüğü ve'Food Chemistry' dergisinde 2012'de yayınlanan çalışmada doğal ortamından toplanan kapariden elde edilen uçucu yağın ve sulu ekstrenin insan bağırsak kanseri hücreleri üzerindeki etkileri incelendi ve kapari özütlerinin doz ve zamanla doğru orantılı olarak kanser hücrelerinin üremelerini baskıladığı gösterildi. Bu sene 'Phytotherapy Research-Fitoterapi Araştırmaları' isimli dergide yayınlanan makalede ise karaciğer koruyucu bitkisel ilaçlar arasında kapari de gösterildi. İçerdiği 'rutin' adlı biyoaktif madde ise güçlü bir damar koruyucu.Yine bu yıl 'Biomedicine&Pharmacotherapy' adlı dergide kapariden 'kan şekerini ve kandaki yağ düzeyini düşürücü' olarak bahsedildi. Tükettiğimiz gıdalarla bir şekilde ister istemez bağırsak kanserine yol açabilecek gıdalara maruz kalabiliyoruz. Yemeklerin yanında az miktarda tüketeceğimiz kapari turşusu ile hem kanserojen gıdaları tamponlamak, hem de, hele de biraz fazla 'kaçırdıysak' kan şekerini ve kana geçen yağ düzeyini dengelemek mümkün, en azından o öğünü 'kurtarmış' oluruz, hayat zaten 'günü kurtarmak'tan ibaret değil mi, an'a odaklanmak lazım...çok fazla tüketmeye gerek yok, hep söylüyorum ya, tabiat çok cömert, bedenimiz ise çok tutumlu...